HANIM HANIMCIK PSİKOLOJİ
Söz gümüşse sükut altındır dedi baba..
Derin bir sessizliğe gömülmeyi öğrendi..
Babanın yanında dikkatli konuş dedi anne..
Otoriteden korkmayı öğrendi..
Oturmana kalkmana dikkat et dediler..
Herkes sanki onun şekliyle ilgileniyormuş gibi hissetmeyi öğrendi…
El âlem ne der dedi
Kendini unutmayı öğrendi
Ağır taşı ne yel götürür, ne sel dediler..
Birey olamamayı öğrendi…
Hakaret gördü, susabildi ancak,
Ne istersin denildi, siz ne derseniz o dedi…
Gönlünde ne var denildi, gönlüm gönlünüzdür dedi..
Bir masaya oturdu çay mı içsem kahve mi çok düşündü…
İçse de yanında kocası ve çocukları yokken bunu nasıl yapabilirdi!
Ne kadar da vicdansızdı (!)
Öyle ya hep beraber ya hiçti o…
İçemedi hiç keyif kahvesini bir başına…
Bu yüzden konuşamadı, bu yüzden bağıramadı…
Derin bir hüzün vardı üstünde.
50 yaşında katılırdı yine günlere, ancak sessizce oturabilirdi
Nerden bilecekti ki susturulmuş dilinin hâlâ 10 yaşındaki çocukta takılı kaldığını…
Kendi büyük, ruhu küçüktü çünkü…
O yüzden dâhil olamıyordu içlerine.
Hem içinde hem dışında olmak nasıl bir azaptı onun için…
Kızını dövmeyen dizini döver diye diye
Şefkat çiçekleri soldu…
Birey olamayan kadın yine sorun oldu…
O ezik durdukça daha da ezildi durdu…
Kaliteyi sen nerden belirlersen insanlar sana o kadar değer verirdi oysa.
Eziğim demek sebep, ezilmek sonuçtu.
İçindeki anne babaya inat büyümelisin sevgili hanım hanımcık!
Han’ım ol ama cık mık ekleme ona.
Yoksa hanım hanım yok olursun…
Sen hep var ol, dünyanın sendeki şefkat gücüne hâlâ çok ihtiyacı var..
Mehmet Akif Aydın
Uzm.Psikolojik Danışman