Dinamik Terapi Enstitüsü

Yalnız Çocukları Bekleyen 8 Tehlike blog yazısı banner resmi | Dinamik Terapi Enstitüsü

Yalnız Çocukları Bekleyen 8 Tehlike

Artık berber amcanın camı kırılmıyor? Ayşe teyzenin ipe astığı ama rüzgârın yere savurduğu gömlek düştüğü yerde bekliyor… Ne çizgi, ne beştaş, ne yakantop, ne saklambaç, ne yağ satarım bal satarım, ne evcilik, ne uçurtma… Ne top sahası, ne park al
Yalnız Çocukları Bekleyen 8 Tehlike blog yazısı resmi | Dinamik Terapi Enstitüsü

YALNIZ ÇOCUKLARI BEKLEYEN 8 TEHLİKE

Artık berber amcanın camı kırılmıyor?

Ayşe teyzenin ipe astığı ama rüzgârın yere savurduğu gömlek düştüğü yerde bekliyor…

Ne çizgi, ne beştaş, ne yakantop, ne saklambaç, ne yağ satarım bal satarım, ne evcilik, ne uçurtma…

Ne top sahası, ne park alanı…

Top sahasının yerine Alışveriş Merkezi, Park yerine otoparkların olduğu büyük şehirlerde en çok da çocuklarımızı unuttuk.

Öyle ya aklı başında büyükleri şehri planlarken o kadarını reva görmüşlerdi. Paylarına boyları kadarcık yer düşmüştü hiçbir şeye sığmayan kocaman saf yüreklerine rağmen…

Sokak aralarından geçen arabalarla sık sık oyunları bozulan çocuklar apartman denilen şifoniyerlerin, daire denilen çekmecelerinde siyah beyaz kutulara (bilgisayar) giderek hapsoluyorlar…

Gerçekten bilgi saysaydı bilgisayar bir parça teselli olurdu belki yüreğimiz. Ancak bu kutularda daha çok bedeni pasifleştiren oyunlar, sahte kimlikleri besleyen sosyal paylaşımlar, hakaret denilen yorumlar, tık tık diye gelen ve kaynağı bağlamından kopuk bilgiler revaçta olunca bir çocuğu kaç tehlikenin beklediğini saymak bile çok zor oluyor…

Nedir peki ekran karşısında olup arkadaşlıklardan uzak olmanın tehlikeleri;

1.Tehlike

Sınırlı kelimelerle kurulan sanal muhabbetler kelime fakiri, kavrayış fakiri, ifade fakiri türden insanlar oluşturuyor. Bir derdini, sıkıntısını anlatmada, duygularını hissettirmekte ciddi eksiklikler hisseden çocuklar tam anlaşılmadıklarını düşünmeye başlıyorlar. Kelime zenginliği ifade zenginliğini oluşturur. Hem yalnız, hem ifade fakiri…

2.Tehlike

Bilgisayarın sunduğu bilgi hızı gerçek hayatın hızından çok ileridir. Birkaç tıklamayla istediği bilgiye -doğru olsun olmasın- ulaşan çocuk her isteğine bir an evvel ulaşmak istiyor. Anında anlaşılmayan, istekleri biraz ertelenen çocuk hemen geriliyor ve anne babasıyla çatışmaya başlıyor. Hem yalnız, hem sabırsız…

3.Tehlike

İnternet içeriklerinden dürtüsel olan içerikler yani saldırganlık ve cinselliği içeren siteler daha çok tıklanmaktadır. Olgun insanların denetimli bir şekilde ve irade ile yönettikleri bu dürtüler hayat için gerekli olan fakat uygun ortamda, doğru kişi ve doğru olaylara dengeli bir şekilde yöneltilmediğinde insanın ruhuna ve başına dert açan hisler halini alır. Birçok aldatmanın ve birçok kavganın temelinde bu dürtülerin yönetilememesi var. İnternetin sunduğu sınırsız erişimler akıl insanı yerine dürtü insanının oluşmasına neden oluyor. Hem yalnız, hem dürtüsel…

4.Tehlike

Çocuklar bazen kendi iradeleriyle dürtülerini tahrik eden sitelere girdikleri gibi bazen de kötü niyetli kişilerin siber zorbalık ve siber tacizlerine maruz kalabiliyorlar. Siber ortamda kumar sitelerine borçlanabiliyor, sosyal paylaşım sitelerinde hakkında dedikodular yapılabiliyor ve iftiralar atılabiliyor. Bu da çocukların insanlara karşı olan güvensizliğinin derinleşmesine, öfke ve bunalım krizlerinin artmasına neden olmaktadır. Yani çocuk hem yalnız, hem mağdur…

5.Tehlike

Zaman, para verilip geri alınamayacak yegâne şeydir. Bilgisayar başında uzun süre geçiren çocuklar, en verimli zamanlarındaki enerjilerini tüketmektedirler. Birkaç saat ekran ışığına maruz kalan çocuklar ders yapmak, aile ile beraber olmak gibi önemli görev ve sorumlulukları yerine getirmekte zorlanmaktadırlar. Gelişen okul başarısızlığının yarattığı sıkıntı ile tekrar bilgisayar başına geçip haz çizgisine kayan çocuklar kısır bir döngünün içinde buluveriyorlar kendilerini. Hem yalnız hem kısır döngülü…

6.Tehlike

Uzun süre ekran başında olan çocuklar bedenlerini çok az kullandıkları için giderek hareketleri tembelleşmekte, hantallık içinde ve obezite tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Yediğini yakamayan ve enerjiye dönüştüremeyen yapılar ise birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Hem yalnız, hem hantal, hem hasta…

7.Tehlike

Çocukları ile diyaloğa giremeyen annelerin, eve geç gelen ve ilgisiz davranan babaların, ‘boş işleri bırak ders çalış’ diye diye derslerden nefret ettirdiğimiz çocuklarla girilen tartışmalardan sıkıldıkları için onları odalarına ve ekrana ittiğimizin farkında mıyız bilmiyorum. Bu şekildeki davranışlarımız nedeniyle çocuklarımızla aramıza aynı evde uçurumlar ve uzaklıklar oluşturduğunu anlamak için âlim olmaya gerek yoktur sanırım. Annesi babası ile arasında büyük mesafe olan çocuklar birçok psikolojik sorun yaşayabilmektedir. Sonuçta çocuk hem yalnız hem itilmiş…        

8.Tehlike

Tüm bu saydığım tehlikelerle çocuklar gittikçe sosyal hayattan kopuyorlar. Öyle ki apartmanda karşılaşıp iyi günler Ahmet amca diyen çocuklar, şimdi Ahmet amcayla karşı karşıya gelmemek için kırk takla atıyorlar. Müsaitseniz annem size gelecek diyen Zehralar, annem pasta yapmıştı bunu da size gönderdi diyen Ayşegüller ne kadar da azaldı değil mi. Komşu komşuyu tanımaz, çocuk çocuğu tanımaz hale gelindi sanki. Herkesten bir zarar gelebilir havasında diyaloğa girmeye bile zorlanıyor çocuklarımız. Yani kısacası bu çocuklar hem yalnız hep yalnız…

Gelin çocukları diri diri ekrana gömmek yerine onlara oyun fırsatları tanıyalım. Her gün onlara yeterince ders çalıştın mı sorusu yerine, yavrum bugün yeterince oynadın mı diye soralım… Apartman akilleri olarak çocukları organize edelim, onları birbirleri ile tanıştıralım, yakınlaştıralım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim…

Mahalle oyunu oynamayan çocuğun hayat denilen dünya oyununu iyi oynaması mümkün mü?

Mehmet Akif Aydın

Uzm. Psikolojik Danışman & Hipnoterapist

Diğer Bloglarımız