SAHTE ANNE DENEYİ
Harry Harlow’un 1957 ve 1963 yılları arasında yaptığı bir çalışma var: Yapay Anne Deneyi. Harlow’u bu çalışmaları yapmak yönünde harekete geçirenin; 1950’lerde tamamlanan, Dünya Sağlık Örgütü destekli bir başka çalışma olduğu söyleniyor.
Deneyin pek çok farklı aşaması var. Biz en çok bilinen bölümüne odaklanalım. Yavru bir maymun, doğar doğmaz annesinin yanından alınır. Laboratuvar ortamında büyütülür. Bu sırada, çeşitli çalışmalar yapılır.
Bu çalışmaların en ünlüsü, iki sahte anneyle gerçekleştirilen Yapay Anne Deneyi’dir. Sahte annelerin kafası bir maymunu çağrıştırır. Bedenleriyse tel silindirden oluşur. Sahte annelerden biri üzerine, yumuşak bir doku sarılır, böylece metalin soğukluğu gizlenir. Diğer sahte annenin bedeni çıplak bırakılır, ama buna da bir biberon yerleştirilir. Amaç, yavru maymunun hangi sahte anneyi seçeceğini görmektir. Rahat, konforlu ve nispeten sıcak anneyi mi tercih edecektir yoksa, biberonlu anneyi mi?
Yavru maymunlar, biberonlu anneyi sadece karınları acıktığında tercih ederler. İşleri bitince yumuşak anneye geri dönerler.
Yavru maymunlar korkutulunca, biberon olsun ya da olmasın önemsemeksizin yumuşak anneye sarılırlar. Yaşları büyüdükçe bu davranış seyrekleşir.
Maymunlar, henüz tanımadıkları bir odaya yerleştirildiklerinde, korkuyla yumuşak anneye sarılırlar ve çevreyi gezecek kadar rahatlayınca, sahte anneden ayrılıp odayı gezerler. Daha sonra tekrar sahte ve yumuşak anneye geri dönerler. Maymunların tepkisini ölçmek için, bazı durumlarda, odaya hiçbir sahte anne yerleştirilmez. Bu durumla karşılaşan yavru maymunlar korkuyla donakalır, yere çöker, baş parmağını emer ve ağlar. Bu maymunlara, telden anne verilse bile, anneyi yok sayarlar.
Yavru maymunlar, katı yiyecek tüketebilecek kadar büyüdüklerinde, sahte ve yumuşak anneden ayırılıp, üç gün yalnız yaşayacakları bir başka bölüme nakledilirler. Tekrar sahte ve yumuşak annenin yanına yerleştirildiklerinde, hemen sahte anneye sarılır ve yabancı bir odada olsalar bile, etrafı gezmek için sahte anneden ayrılmazlar. Harlow, buna dayanarak, dokunsal güven arayışının, keşfetmekten (ya da meraktan) daha güçlü olduğu sonucuna varır.
Sadece tel annedeki biberon kullanılarak beslenen yavru maymunlarda, sindirim sorunları görülür. Bu maymunlar, yumuşak anneden beslenen maymunlara oranla daha sık ishal olmaktadır. Böylece Harlow, dokunsal güven bulunmadığında, maymunların psikolojik gerginlik yaşadığı sonucuna varır.
Varılan bulgular, çocuklara dokunulmasını sınırlayan ya da engelleyen görüşlerin değişmesini sağlar. Ayrıca, davranışçılık okulunun, duyguları önemsiz sayan görüşünü de reddeder.